*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Dökülen Saçlarımı Hâlâ Bir Kutuda Saklarım  (Okunma sayısı 1165 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • Yönetici
  • Kahraman Üye
  • *****
  • İleti: 5485
Dökülen Saçlarımı Hâlâ Bir Kutuda Saklarım
« : 20 Ağustos 2015, 16:11:41 »
Dökülen Saçlarımı Hâlâ Bir Kutuda Saklarım



Mine Nur Tatar (14), uzun süren bacak ağrıları nedeniyle doktora gitmeye karar verir. Annesi Yeter Hanım ‘derslerin yoğunluğundandır' diyerek aklına kötü düşünceler getirmek istemez ama doktor, küçük kızın ilik kanseri olduğunu söyler.

Böylelikle üç yıl boyunca 10 kez operasyon geçiren Mine'nin kemoterapi, radyoterapi ve ilaçlarla birlikte zorlu günleri de başlar. Mine, hastalığını ilk başta kimseye söylemek istemez. İçine kapanır bir süre. Şimdi o günlerini hatırladıkça, “Herkesin başına gelebilir. Bundan utanılacak bir şey yok.” diyor. Tabii bu arada ailesi ve sevdikleri bir an olsun Mine Nur'u yalnız bırakmayıp yaşam alanını hastane odasına taşımaya çalışır. Tedavilerin olumlu cevap vermesi tüm sevenlerini mutlu etse de bu durum da çok uzun sürmez. Bu kez de tümör akciğerine sıçrar. Mine, o günlerini ise şöyle anlatıyor: “İyileştiğimi duyunca çok mutlu oldum. Tüm dünya benim oldu sanki. İlk önce bacağımdakini yendim tam saçlarım omuzlarıma kadar uzadı derken akciğerime sıçradığını öğrendim. Tüm dünyam yıkılmıştı en çok da saçlarımın tekrardan döküleceğine üzüldüm. Hatta o saçlarımı bir kutunun içinde saklıyorum, evde duruyor.”

Bacağına takılan platinin iyileşmesini bekleyen Mine, “Herkes gibi çıkıp oyun oynamak istiyorum. Hastalıktan önce her şeye küsen birisiydim, mızmızdım. Güçlü olmayı öğrendim. Her şeyin kıymetini daha iyi anladım. İyileştim ama çocuk tedavi olduğum hematoloji servisini yine ziyarete gitmeyi düşünüyorum. Oradaki çocuklar çok sıkılıyor. Renkli olsa keşke duvarları.” diyor.

Mine'nin babası Kadir Tatar, yaşadığı acılara rağmen kızlarının ne kadar güçlü olduğunu duygulanarak anlatıyor. Kanser hastalarının tedavisinde psikolojik desteğin önemine dikkat çeken baba Tatar, sadece hastaya değil tüm yakınlarına da psikolojik yardım edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Baba Tatar, “Mine'nin iki erkek kardeşi daha var. Annesi hastaneye gidince diğer çocuklarıma hem anne hem baba oldum.” derken eşinin asıl zorluğu göğüslediğini de ifade etmeden edemiyor.

“ACILARIM PAYLAŞTIKÇA AZALMAYA BAŞLADI”

Tatar, hastalığı sürecinde kuzeni Büşra'nın tavsiyesiyle sosyal medya hesabı açar. Sonrasında ise tedavi sürecinde yaşadığı anı fotoğraflayıp takipçileriyle paylaşır. Dua istedi, sevdiği sanatçıları destek olmaları için yanına davet etti. Davete olumlu geri dönüş yapanlar da oldu. Demet Akalın, Aydilge, İrem Derici, yaralı bir eli tutabilmek için Tatar'ın yanına geldiler. Sosyal medya sayesinde hayatın içinden bir an olsun kopmadığını belirten Tatar, “Acılarım paylaştıkça azalmaya başladı. Çevremdeki insanlar buradan bana ulaşıp ne kadar güçlü ve hayat dolu olduğumu söyledikçe ben daha mutlu oldum. Yeni arkadaşlıklarım oldu. Buradan benimle tanışmak isteyenler evimize ziyarete geldi birlikte dışarı gezmeye çıktık. Hastalığımda gücüm yoktu ama şimdi dünyayı gezmek istiyorum.” diyor.

19.08.2015 - Zaman